FUTBOLDA TÜRK EKOLÜ
FUTBOLDA TÜRK EKOLÜ
Futbolda gelişmiş ülkere baktığımızda herbirinin kendine has bir ekolü olduğunu görürüz; Brezilya, İngiltere, İtalya, Hollanda, Almanya ...
Peki Türk Futbolunun kendine özgü bir ekolü var mı?
Kanımca var, hem de Dünya'da en çok aranan ve en değerlisi; göze hoş gelen, topla ahenk içinde oynayan, topla adeta bütünleşen akıcı ve oyunda adamlar eksilten, rakip takımın saha dengesini alt üst eden tarzdan.
İngiltere'ye 8-0 yenildiğimiz maçın ilk dakikalarında başta Uğur olmak üzere Millilerimizin öyle bir oyun tarzı var ki seyrine doyum olmuyor, ancak ne yazık ki futbol'un gerektirdiği güç, disiplin ve anti-taktik konusunda eksik olduğumuz için farklı mağlup oluyoruz.
Evet, mahalle aralarında, halısahalarda, açık alanlarda adeta topla bütünleşerek oynayan eden nice yetenekli gençlerimiz var, kimse inkar edemez zaten bir bakın şöyle
Sergen Yalçın, Okan Buruk, Arda Turan, Rıdvan Dilmen, şimdilerde Arda Güler.... en çok bilinenleri!
Ya az bilinenler:
4 Eylül 2009 günü saat 20:00 'da İzmir Atatürk Stadında Altay - Gençlerbirliği maçını izleyip de hatırlayan var mıdır bilmiyorum ama topla bütünleşmiş, tutkuyla sahada akarak, rakip oyuncuları teker teker geçip tek başına golü atan bu topraklarda yeşermiş o genç yetenek.
Çok genç yeteneğimiz var, onların futbolu Türkiye'deki yaşam mücadelesini yansıtıyor, her türlü maddi manevi olumsuzluklara, dışarıdan atılan çelmelere rağmen kaotik bir düzende yaşamı tutkuyla güzel keyifle yaşamayı başaran dirayetli aziz Milletimizi yansıtıyor.
Bu sonuç doğal çünkü bu nice yetenekli evlatlarımız yırtık kramponlarla, toprak sahalarda futbolcu olmasını desteklemeyen endişeli ailelerinden kaçamak, dar sokaklarda arabalara çalım atarak topla bütünleşmek zorundaydılar.
İşte öz kültürümüzle harmanlanan, güçlü yanlarımızı ortaya koyup, eksiklerimizi giderebilirsek küresel bir "Futbolda Türk Ekolü" ortaya çıkacaktır ve eminim bir gün gelecek futbola damgasını vuracaktır !